Maçka’dan Congress of Neurological Surgeons Bilim Kurulu ve uluslararası büyükelçiliğine uzanan bir hayat. Türkiye’nin yetiştirdiği önemli bilim insanlarından Prof. Dr. İsmail Hakkı Aydın alim, müftü, Arapça tefsir hocası dedesi ve sürekli ‘oku’ diyen babasının gösterdiği yoldan ilerleyerek Türk tıp bilimine birçok katkısı olan bir bilim insanı. Prof. Dr. Aydın yayımlanan şiir kitapları ve makalelerinden derlenen kitapları ile edebiyata ve hat sanatına olan ilgisi ile de adından söz ettiriyor
Bilim insanları bilgisini aktarmadığı ve yazmadığı takdirde mesuldür diyen Prof. Dr. İsmail Hakkı Aydın kitap yazmaya başlama sürecini ve bilime bakışının nasıl geliştiğini Medimagazin’e anlattı.
Beynin Şifresi, Bir Beyin Cerrahının Anıları, Beyin Sizsiniz, Düşünce Sizsiniz, Öfke Kontrolü ve Motivasyon gibi kitapları ile mesleğini kaleme döken Aydın yazmaya ve okumaya olan merakında dedesinin ve babasının büyük katkısı olduğunu ifade ederek anlatıyor: “Dedem hem alim hem müftü hem Arapça tefsir hocasıydı. Cumhuriyet ilan edildiğinde de ilk Türkçe harfleri öğrenen insanlardan biriydi. Dedem her zaman ezberlemenin hafızayı güçlendirdiğini söylerdi. Ben, beyin cerrahı arkadaşlarımca da ezberi çok güçlü olan biri olarak bilindim. Çocukluğumda Karadeniz’de malum tabanca meşhurdu ve ben de babamdan tabanca istedim. Babam akşam geldiğinde bana bir dolma kalem getirdi ve ‘Âlimin silahı budur’ dedi. “
Bilim insanları bilgisini aktarmalı
Cebinde mutlaka bir dolma kalemi ve her an not tutabileceği defterleri olduğunu belirten Aydın, şiir kitapları Suz-i Dilara, Aşk, Vuslat, Nefes, Hicran Ya Hayy! ve Rubaiyat-ı Bircis ile edebiyata olan ilgisini de gözler önüne seriyor. Nöroflozofik makalelerinden meydana gelen “Rabbim Beni Doktorlardan Koru!”, “Ah Bu Doktorlar!”, “Beynin Şifresi” ve “Öfke Kontrolü ve Motivasyon” 2016 da yayımlandı. Televizyon konuşmalarından derlenen “Beyin Fırtınası” isimli kitabı yine 2016’da okuyucuları ile buluştu. Yazmaya verdiği önemi belirten Prof. Dr. Aydın “Yazdıklarım beni daha çok yazmaya sevk ediyor. Bilim insanları bilgisini aktarmadığı ve yazmadığı takdirde bundan mesuldür. Bilgi benim sırtımda yüktür onu ne kadar aktarırsam beni o kadar zengin, saygın ve yeni bilgiye kendimi aç hissederim” dedi.
Çocukluk düşü beyin cerrahisi
100’ü aşkın güftesi ile aruz vezninde eserler veren Prof. Dr. Aydın yeni çıkacak kitabının müjdesini de veriyor. “Beyin; tanrısal bir parçacık” kitabını 17 Şubat’ta okuyucuları ile buluşturmaya hazırlanan Prof. Dr. Aydın beyin cerrahı olma sürecinde ilkokul öğretmeni Murat Özdemir’in katkılarını şu sözlerle aktarıyor:
“Murat Özdemir çok kıymet verdiğim bir öğretmenimdi. İlkokulda hem Osmanlıca hem Latin harfleri okuyordum. Murat öğretmenimin sorduğu bir soruyu sınıfta bir tek benim bilmem ile Murat öğretmen beni 5. sınıfa gönderdi. Murat öğretmen derslere gelmemeye başladı ve sonrada n öğrendim ki beyninde ur varmış. Murat öğretmeni ameliyat edecek beyin cerrahı Türkiye’de yok dediler. Çok ağladım bunu öğrendiğimde ve o gün ben beyin cerrahı olmaya karar verdim.”
Ortaokul’da akademik unvanlarla karşılaştığını aktaran Aydın, profesör sözcüğünü duyduğunda anlamını sorduğunu ve o günden sonra her yere Prof. Dr. İsmail Hakkı Aydın yazdığını aktaran Aydın “Ortaokulda yazılı kağıtlarına bile adımı böyle yazardım. Sonra silerdim tabi ki ama kararımı vermiştim hep bu yolda ilerledim” diyor. Prof. Dr. Aydın Zürich Üniversitesi Nöroşirürji Kliniği’nde, Prof. Dr. Mahmut Gazi Yaşargil’in yanında mikronöroşirürji çalışmalarını tamamladığını belirterek sonraki yıllarda ameliyathanelerde tuttuğu notları Yaşargil’e hediye ettiğini ve Yaşargilin buna çok mutlu olduğunu anlatıyor.
Yine beyin cerrahı olurdum
Prof. Dr. İsmail Hakkı Aydın beyin-damar tıkanıklıklarının operasyonlarında kullanılan ve dünyada ilk defa kendi adı ile literatüre geçen yeni bir ameliyat tekniği geliştirmesi sebebi ile 1990 yılında TÜBİTAK ödülü aldı.
Nöroşirurji branşını çok sevdiğini ifade eden Prof. Dr. Aydın “Beyne dokunanlar Allahın yerdeki yansımasıdır” diye ekliyor. Beyne dokunan hekimler biraz megaloman olmalıdır diyen nöroşirurji uzmanı Aydın “son yaşanan olaylar biraz geri çekilmeye sebep oluyor ama yine olsa yine beyin cerrahı olurdum” diyor.
“Nasıl ki anatomi laboratuvarları ölülerin dirileri eğittiği ve hayata ışık tuttuğu yerlerdir. Ameliyathaneler de hastaların şifa ararken cerrahları eğittiği ve tecrübe kazandırdığı yerlerdir” diyen Prof. Dr. Aydın yaptığı deneylerde hiçbir hayvanı öldürmediğini ve hepsine minnet borcu olduğunu vurguluyor.
Prof. Dr. İsmail Hakkı Aydın’ın aforizmalarından örnekler
Cahil toplum alimin sahtesini üretir. Sahte alim de toplumun cahillini.
İyi hekim; hangi tetkiki yapacağını değil hangi tetkiki yapmayacağını hangi ilacı vereceğini değil hangi ilacı vermeyeceğini bilen hekimdir.
Cerrahlar hem ameliyat yaparak hayat kurtarabilmeli hem de ameliyat yapmamakla.
Check up, fast food, şekerleme, margarin ve bitkisel yağlar doymak bilmeyen kapitalizmin modern tıp eliyle insanlığa tığı en büyük kazıktır.
Doktora giderken sevgimizi şefkatimizi edebimizi ve samimiyetimize yanımıza almalıyız. Çünkü her hekim bu hasretler ile mücehhezdir. Şifaya tenakuz iştirak etmesin.
Merhametini ve sevgisini kazanamadığın hekimin ilacından, cerrahın bıçağından şifa bulamazsın.
Anatomi laboratuvarları tükenen nefeslerin hayata nefes olduğu yerlerdir.
Yapay zeka tıpkı insan beynindeki nöronlar arası iletişim ağına benzer bir alt kendi deneyimlerini analiz ederek nörol ağı algoritması tabanında taktik ve strateji geliştirebilirler.
Kaynak: MediMagazin