Zibidiler – Ahmet Yüksel Özemre

ahmet yüksel özemre

Zibidiler

Prof. Dr. Ahmet Yüksel Özemre

Davranışları ve takındığı tavırlar yüzünden sağduyulu kişiler nezdinde kendisini küçük düşürdüğünü ve gülünç kıldığını temyîz edemeyecek kadar idrâk ve görgü yoksunu ya da nefsine mağlûb olan kimseye zibidi denir. Zibidiler her ülkede ve toplumun her kesitinde rastlanılan marazî bir grup oluştururlar. Önemli olan bunların fert olarak kimler olduğu değil, fakat nasıl tesbit ve teşhis edilebilecekleridir.

Zibidinin teşhis edilmesini olağanüstü kolaylaştıran etkenler arasında kendisine yakıştırdığı tavırlarının ve davranışlarının yapaylığını, çiğliğini, zıpçıktılığını ve gerek kendisine gerekse diğer kimselere karşı müraîliğini sayabiliriz. Bütün zibidilerin ortak bir özelliği de kendilerini dev aynasında görmeleri ve dolayısıyla kendilerine hayrân olmalarıdır. Bu bakımdan bütün zibidiler narsisik bünyelidir, yâni kendi kendilerine âşıktırlar.

Zibidi, toplumda hasbelkader bulunmakta olduğu mevki ne olursa olsun, bunun gerektirdiği vekārı ve hazımlılığı bir türlü kendisine mal edememiş olmasının sonucu olarak, temsil ettiği: mevkiin, makāmın, kurumun, kuruluşun, zümrenin, cemaatin, dâvetlisi olduğu veyâ yanında bulunduğu kimsenin itibârını har vurup harman savurduğunun farkında bile değildir.

Zibidilere birkaç örnak vermek gerekirse:

Siyâset zibidisi:

seçimden önce halkın özgürlükleri, doğal hakları, çıkarları, huzuru ve refahı için çalışacağını vaad eden ama seçildikten sonra yalnızca kendi çıkarı, istikrârı, huzuru ve refahı için çalışan bir dönektir.

Milletvekilliği zibidisi:

milletine hizmet edecek yerde kendisini başka bir partiye sattırmayı düşleyen bir fırsat düşkünüdür.

İktidar zibidisi:

hasbelkader eline iktidar fırsatı geçtiğinde kendisini kuralların, yasaların ve Anayasa’nın üstünde layuhtî (yâni aslā hatâ yapmayan) ve lâyüs’el (yâni kendisine aslā soru sorulamayan, tenkid edilemeyen, hiç kimseye verilecek bir hesabı olmayan, kendini Tanrı gibi) gören, ve kendisini yerinin doldurulması mümkün olmayan bir bilge olduğuna inanan bir ne-oldum-delisidir.

İdârecilik zibidisi:

hasbelkader işgāl ettiği makāma şeref kazandırması gerekirken bu makāmın kendisine şeref kazandırdığını vehmeden görgüsüz bir âcizdir.

İdeoloji zibidisi:

kritik aklın süzgecinden geçiremediği için nihaî hakikat olarak algıladığı saplantılarını herkese kabûl ettirmeğe çalışan bir delidir.

Devrim zibidisi:

halkın hayatı ve huzuruyla ilgili hangi sosyal müessese olursa olsun buradaki kurulu düzeni bozmak için yırtınan sağduyu, iz’an, akıl, temyiz ve temkin yoksunu bir çılgındır.

 Din zibidisi:

her şeyi bid’at; herkesi mezhebsiz, kâfir ve dolayısıyla cehennemlik görür ve ilân ederse kendisinin Cennet’lik ve hattâ evliyâ olacağını vehmeden; din ile diyâneti temyîz edemeyen; Cenâb-ı Hakk’ın rahmetinin vüs’atini akletmekten âciz, tahammülsüz bir meczubtur.

Diyânet zibidisi:

dinin emirlerini tebliğ edecek yerde lâdinî emirlere tâbî olan bir münâfıktır.

 Tarîkat zibidisi:

vehmini İlm-i Ledün zanneden da’vâ sâhibi bir hamervahtır.

Şeyhlik zibidisi:

kendisinde tecellî etmiş(!) “Hikmet”den(!) ötürü şer’î sorumluluklardan berî olduğunu vehmeden bir sapıktır.

İlâhiyat zibidisi:

ictihad kapısının yalnızca kendisine açık olduğunu ve ettiği her herzenin nass gibi kabûlünü bekleyen bir münâfıktır.

Hukuk zibidisi:

adâlet kavramından yoksun olan ve hukuku belirli bir zümrenin âdil olmayan emellerine hizmet için kullanan aşşağılık bir uşaktır.

Kemalizm zibidisi:

bu ülkenin insanlarının huzur, karşılıklı anlayış ve biribirlerine tahammül içinde yaşamasını kendi çıkarlarına uygun görmeyen, kendi ideolojisinden olmayanlara Anayasa’nın tanıdığı hakları tanımayan, bu ülkenin halkını ve sermâyeyi kendi sübjektif normlarına göre: lâik-antilâik, ilerici-gerici, devrimci-mürtecî, kemalist-antikemalist diye fırkalara bölüp nifak tohumları eken ve bunu da Atatürk’ün adına yapmakta olduğunu ilân eden ve üstelik bütün bunlardan maddî menfaat sağlayabilen, Türkiye’ye has, becerikli bir bozguncudur.

Sohbet zibidisi:

her konuda, her durumda ve her konumda edecek lâfı, verecek öğütü, gösterecek yolu olan bir bilge kişi olduğuna inanan, usanç verici bir lâf ishâline tutulmuş bir müz’ictir.

Aydın zibidisi:

milletinin târihinin, ahlâkının, örfünün, âdetlerinin, harsının, dilinin, sanatının, mûsıkîsinin, edebiyâtının mîrasını reddeder de bir başka milletin mânevî değerlerine sarılıp avukatlığını yaparsa üstün insan olacağını vehmeden anarşist bir cibilliyetsizdir.

Dernek zibidisi:

bir derneğe onun gâyesine hizmet için değil de her ne bahasına olursa olsun o derneği ele geçirip çıkar sağlamak üzere giren bir bozguncudur.

Bürokrasi zibidisi:

hangi mertebeden memur olursa olsun, hizmetkârların hizmetkârı olması gerekirken her işi yokuşa sürmekten marazî zevk alan tembel bir psikopattır.

“Kadın Hakları” zibidisi:

Kur’ân’da (Nisâ/34), yalnızca, ailenin birliğine halel getirdikleri takdirde haklarında: önce nasihat edilmesi, sonuç alınmazsa yataklarında izzet-i nefisleri kırılsın diye yalnız bırakılması önerilmiş olan kadınlara inatlarında ısrarcı olmaları hâlinde, ve ıslahlarına belki vesile olur diye, son çâre olarak Allāh’ın müsaadesiyle mubah olan dayağı mâkûlesine sığdıramadığı için bütün dine gayzını kusan, ama derslerine girmeleri önlenen başörtülü kızları ya da “Cumartesi Anneleri”ni polislerin coplayıp sürüklemesine sevinen ya da en azından tepkisiz kalan çifte standartlı bir münâfıktır.

Lâiklik zibidisi:

Lâiklik ilkesinin: “inanç ve ifâde özgürlüğü ve fertlerin düşüncelerine karşılıklı tahammül” olduğunu gözardı eden; ama din dâhil bütün normları vaz etmek hakkının yalnızca Devlet’in (ya da kendisinin) hakkı olduğunu dayatan bir zorbadır.

Kurtarıcılık zibidisi:

milletin huzur ve refahının yalnızca kendi ideolojisine uygun olarak klônlanmış tek tip insan üretimiyle mümkün olduğuna inanan ve bunu gerçekleştirmek için millete her türlü dayatmayı mubah gören bir dengesizdir.

İrticâ zibidisi:

İslâm’a olan düşmanlığını “irticâ” kod adı ardında sürdürmek isteyen bir 5. kol elemanıdır.

Eğitim zibidisi:

3. sınıf çocuklarına “Anadolu liselerine öğrenci hazırlıyorum”hezeyânıyla 6. sınıf müfredatı yüklü ders okutarak yılın öğretmeni seçilmesini ya da başarısız kıldığı öğrencilerin özel ders için kapısında sıra tutmasını düşleyen bir bozguncudur.

Tıb zibidisi:

hastasını bir insan olarak değil de önüne gelmiş bir deneme tahtası ve altın yumurtlayan tavuk gibi gören, Hipokrat yeminini unutmuş bir fırsatçıdır.

Medya patronluğu zibidisi:

11 ay porno resim ve yazı bastıktan, gazetesinde ya da televizyon kanalında her türlü fuhşiyâtı mubah görüp gösterdikten sonra Ramazan köşesi yaparak bir ayda müslümanları kafese koyacağına ve tirajını ya da “reyting”ini doğrultucağına saf saf inanan akıl ve ahlâk fıkarâsı bir fırsatçıdır.

Köşe yazarlığı zibidisi:

kendisini dev aynasında gören, zibidiliğinin ezikliğini ve acısını hıncına hedef kıldığı yerleşik düzenden de Devlet erkânından da bürokratlardan da dindarlardan da, dindar ilim adamlarından da çıkardığına inanan ezik bir anarşist; ya da başkalarının zibidiliklerine yalakalık eden bir dalkavuktur.

Sendikacılık zibidisi:

elinin altındaki sendikanın mâlî kaynakları sâyesinde kısa sürede müreffeh bir hayata kavuşan, zaman zaman bürokrasi ve hükûmet ile gizlice anlaşıp sendikayı satan, bazan da bunlara şantaj yapan ama gönlünde hep bakan olma hayali yatan bir sülüktür.

Bankacılık zibidisi:

sâhibi bulunduğu bankanın fonlarını hortumlayıp yurt dışına kaçırdıktan sonra yüzsüzce elini kolunu sallıya sallıya dolaşan bir haramzâdedir.

Babalık zibidisi:

gayr-ı meşru işleri meşru addederek kendisine ve çetesine menfaat sağlayan bir haramzâdedir.

Sanâyi zibidisi:

modası geçmiş, kalitesiz ve rizikolu ürünleri halka gagalayan, yaptığı yolsuzlukların üstüne gidilemeyen, derin devlet tarafından korunan asalak bir haramzâdedir.

Avâmî zibidi:

hakkını aramasını bilmeyen ve başına gelen bütün sıkıntıların hep Devlet’in kusuru olduğunu zanneden, kendisini ise sütten çıkmış kaşık gibi gören bir enâyidir.

“Sanat(!)” zibidisi:

ses, nefes, uslûb, diksiyon ve edeb yoksunluğunu gustosuz panayır elbiseleriyle unutturabileceğini sanan bir zavallıdır.

Ekran zibidisi:

dedikoduyu sohbet, sunîliği kibarlık, cıvıklığı lâtife, yılışıklığı samimîyet, fuhşiyâtı sanat, teşhirciliği çağdaşlık, halkın edebine ve mukaddesâtına saldırmayı ilericilik, itliği de cesâret zanneden ve öyle göstermek isteyen bir ibâhacıdır.

“Talkman ya da talkwoman” zibidisi:

varoşlardan gelip de yırtıklığını, şirretliğini, edebsizliğini, görgüsüzlüğünü ve cehâletini kendisi gibilerini güldürebilmek üzere kullanan ve bundan dolayı da yaptığı her rezâletin herkes tarafından tasvib edilmesini taleb eden, bu gerçekleşmeyince de büsbütün şirretleşen ağzı bozuk bir maskaradır.

özgürlük zibidisi:

özgürlükleri yalnızca kendine yontup başkalarının özgürlüklerine zincir vurmak isteyen bir faşisttir.

İnternet zibidisi:

“yahoo.com”, “hotmail.com” vb yerlerden edindiği bir elektronik posta adresi aracılığıyla ve sahte bir ismin arkasına saklanarak birilerine kuduz köpekler gibi saldırma şehvetini tatmîn eden bir sapıktır.

Münekkidlik zibidisi:

lise tahsili bile olmadığı hâlde, eser sâhibi ilim adamlarına saldırırsa kendisinin ilminin de itibârının da artacağını vehmeden kendine hayrân bir dengesizdir.

Apartman zibidisi:

kendisinin Kat Mülkiyeti Kanunu’na tâbi’ olmadığını kabûl ettirmeğe çabalıyan bir arsızdır.

Bütün zibidiler arasında en meş’umları ilim zibidileridir.

Bunların belirgin ve ayırıcıvasıfları ise sıralamakla bitmez:

Haiz olduğu ilmin sonuçlarının epistemolojik değerlerini ve gerçekliklerini inceden inceye sorgulamaksızın, bunları nihaî gerçekler ve birer îman umdesi gibi kabûl eden nasîbsiz ve temkinsiz bilim adamı: ilim zibidisi‘dir.

İlmi yalnızca pozitif ilimden ibâret sayan dargörüşlü de: ilim zibidisi‘dir.

Haiz olduğu akademik unvânı, vehimlerini ya da beklentilerini şaşmaz ilmî hakîkatlarmış gibi sunmak üzere baskı unsuru olarak kullanan da: ilim zibidisi‘dir.

Kendisinin öğrenci yetiştirmek ve kitap yazmaktan çok daha önemli misyonları olduğunu vehmeden tembel bilim adamı da: ilim zibidisi‘dir.

Hocasından ilimce üstün olduğunu vehmeden kibirli şâkirt de: ilim zibidisi‘dir.

Yetiştirmiş olduğu öğrencilerinin ilimde kendisini aşamıyacaklarını vehme-den kibirli bilim adamı da: ilim zibidisi‘dir.

Yetiştirmiş olduğu öğrencilerinden kendisini ilimde aşamış olanlarla iftihar etmesini beceremeyen bilim adamı da: ilim zibidisi‘dir.

“Bilmiyorum” demesini beceremeyen, her soruya hazır cevabı varmış izlenimini uyandırmak isteyen ve bunun için de ayaküstü teoriler çatan “pozcu” da: ilimzibidisi‘dir.

Akademik rütbe elde etmek için başkalarının çalışmalarını aşırıp kendi çalışması gibi gösteren de: ilim zibidisi‘dir.

İlmini genişletmek hususundaki tembelliğine bahâne arıyan da: ilim zibidisi‘dir.

İlmini siyâsî ve mâlî ihtiraslarına âlet eden de: ilim zibidisi’dir. (Ne yazık ki böyleleri Türkiye’de nâdirattan değildir!)

Maddî menfaat, ikbal ve yaranmak uğruna ilminden, ilim adamlığı haysiyetinden ve vekārından ödün veren de: ilim zibidisi‘dir.

Türkiye’de kendilerini YÖK’ün inzibat emireri addeden akademisyenler de: ilim zibidisi‘dir.

İlmî deontolojiden ve ilim ahlâkından haberi olmayan bilim adamları ise zibidilerin zibidisi‘dir; ve ilh…..


Prof. Dr. Ahmet Yüksel Özemre Kimdir?