Çağdaş Zamanların Çözümlemelerinde Bir Güç Faktörü Olarak Mâturîdî
Yrd. Doç. Dr. Halis Adnan ARSLANTAŞ
Giriş
Bu çalışmada Mâturîdî hakkındaki verili birtakım yargılar desteklenmemiş veya sabitleştirilmiş görüşlere ideolojik renkler katılmamış, hatta bu tutum en baştan reddedilmiştir. Ayrıca Mâturîdî’nin ne kişiliği, ne kitaplarındaki görüşleri, ne Türk fikir hayatındaki yeri ve bu yerin yönetimi, ne yaşadığı dönemin koşulları, ne de eserlerinin edebi değeri üzerinde bu anlamda durulmamıştır. Bu çalışmada örtülü bilgiden hareketle Mâturîdî düşüncesinin günümüz toplumsal yaşantısının temel konu, kavram ve problemlerinden birisi olan güç kavramına dair kazandırıcılığının olup olmadığının ortaya konulması ve böylelikle Mâturîdî’ye yönelik düşüncelerin geliştirilmesine küçükte olsa bir katkıda bulunulması amaçlanmıştır. Ehl-i Sünnet kelâmını sistemleştiren imamlardan biri Ebu Hasan el-Eş’arî ise diğeri de Ebu Mansur el-Mâturîdî’dir. Bu nedenle Mâturîdî, olay, olgu, sebep ve sonuç açısından dünkü kültür dünyamız için olduğu gibi bu günkü kültür dünyamız için de son derece önemli bir karakteristik özelliğe sahiptir.
Bu özellik sonucu itibariyle günümüzle ilişkilendirilebilecek bir kurgu biçimidir. Bu kurgunun anlaşılabilmesi için de mevcut faktörler arasındaki ilişkiyi incelemek gerekmektedir. Bu sosyal realiteyi ortaya çıkarmanın yollarından birisidir. Böylelikle toplumun günümüzdeki organizasyon ve kurumsallaşmasının şeması incelenmiş olur. Örneğin Hanefi-Mâturîdîlik ile Şafii-Eş’arilik arasındaki teolojik tartışmalar, bugünün Müslüman toplumlarının sosyolojik yapısını deşifre edebilme özelliğine sahiptir. İslam tarihinin ilk üç-dört asrı, hatta yaşadığımız şu günler, bu anlamda önemli bir örnektir. Bu örneği çözümleyebilmek için güç kavramının anlamına göz atmak yeterlidir. Güç kavramının sosyolojideki anlamı Weber’e göre Sosyal ilişkiler içindeki bir aktörün direnmelere rağmen kendi isteklerini (iradesini) uygulayabilecek bir konumda bulunma olasılığıdır. Bu olasılığın dayandığı temeller önemli değildir.
Gibbs’e göre kavramsal bir bataktır (Gibbs 1990: 10).
Siyaset biliminde Kindermann’a göre de ilkesel olarak genellikle kaçınılmaz ve çeşitli formlarda vuku bulan bir hayatta kalma ve savunma veya saldırı yönelimli bir kendi kendini gerçekleştirme aracıdır (Gottfried-Karl Kindermann 1991: 19, Akt. Çaman 2006: 46-48). Çıkar kavramını güç kavramından ayrı olarak ele almak mümkün değildir. Güç de çıkarlar bağlamında uluslararası aksiyon sistemlerinin davranışlarında önemli role sahiptir. Çıkarların oluşmasında reel ya da potansiyel güç durumu ile aksiyon sistemleri arasındaki güç ilişkisi belirleyicidir. Güç kavramı politik, ekonomik, askeri ve ideolojik bağlamlarda ele alınabilir ve aslında tüm bu bağlamlarda ortaya çıkan ve şekillenen bir toplamdır (Çaman 2006: 46-48)
Çağımızın acımasız rekabet koşulları altında kalıcı güçler elde etmemiz her geçen gün biraz daha zorlaşmaktadır. Birçok yeni düşünce gücünün doğduğu ve onların iddialı ürünlerinin hızla boy gösterdiği günümüz dünyasında bir rekabet avantajı oluşturabilmek, hem birey hem de kurumsal yapıya has bilgi dizisine sahip olabilmek uzak geleceği görebilmemiz adına ayrı bir anlama sahiptir. Bu bağlamda kültürel değerlerimizin farkına varabilmek ve bunları zamanın anlayış, algılayış ve olanaklarıyla sentezleyerek yeniden yansıtabilmek, taklidi ve transferi son derece güç olan rekabet üstünlüklerinin kurulabilmesi için kaçınılmazdır. Bunun için de bir güç faktörü olarak yorumlayabileceğimiz Mâturîdî’nin örtülü bilgisinden faydalanmak gerekmektedir. Dolayısıyla kültürel bir miras olarak örneklerine İslam âleminin her bir köşesinde sıkça rastladığımız Mâturîdî gibi örtülü bilgiye sahip kaynakları hem sosyolojik hem de stratejik bir bakış açısıyla bir daha incelemek artık bir zorunluluktur.