De Facto Siyasal Otoriteden Meşru Siyasal İktidara: Mâtürîdî’nin Ulu’l-Emr Kavramsallaştırması Prof. Dr. Şaban Ali DÜZGÜN Hz. Peygamber’den sonra İslam toplumlarının içine düştüğü siyasal kriz hâlinin hâlâ devam ettiğini söylemek abartı olmaz. Entelektüel olarak çok büyük mesafe kat eden İslam halklarının siyasal olarak bu krizden bir türlü çıkamamaktadır. Siyasal süreçler içinde rol almayan büyük âlimlerin, kuramsal seviyede de olsa bu krizden kurtuluş için çaba sarf ettiklerini biliyoruz. Bunlardan biri olan Mâtürîdî, Allah’a ve peygambere itaatten sonra anılan ulu’l-emr’in devlet başkanı yahut politik erk sahibi biri olarak yorumlanmasının yaratacağı krizin farkındadır. Bu…
DEVAMINI OKUEtiket: devlet başkanı
Diyanet ve Siyaseti Ayıran Mâturîdî | Neden Maturidi-Yesevi Felsefesi (2)
Neden Maturidi-Yesevi Felsefesi (2) : Diyanet ve Siyaseti Ayıran Mâturîdî Mâturîdî din ve siyaset arasına net bir çizgi çekerek birbirinden ayırmıştır. Siyasî yetki devlet başkanlarının elindedir, diyânet yetkisi ise Nebilerin elindedir. Peygamberin diyânet görevi, Allah tarafından kendisine verilmiş bir görev iken, devlet başkanlığı ilahî bir misyon olmayıp insanların kendi siyasî tercihleri ile ilgili olduğu söylenebilir. Maturidi ’ye göre devlet adamının dini vasfı olmamalıdır. Eğer olursa halk onu kutsallaştırır, yanlışlarını göremez olur. Hâlbuki devlet adamı doğru veya yanlış icraat yapabilir. Doğrular desteklenir. Yanlışlar eleştirilir. Dini vasfı olduğu zaman ‘Allah’ın kaderi’ olarak…
DEVAMINI OKU