Toplum doğru bir kader anlayışına sahip olmazsa,
Fay hattı üzerine çürük bina diktikten sonra depremde ölenler için ‘takdiri ilahi’ diye yorumlar.
Toplum doğru bir kader anlayışına sahip olmazsa,
Arabanın arkasına ‘Allah korusun’ yazısı taktıktan sonra gazı kökleyen ‘trafik canavarları’ yolları kana bular.
Toplum doğru bir kader anlayışına sahip olmazsa,
Yüce kitabımız Kur’an’ı kerimde “İyiliği emir, kötülükten men” emri olduğu halde kendisinin kurbanı olduğu suçluları ‘kader kurbanı’ olarak gören koca bir halk çıkıverir ortaya.
Toplum doğru bir kader anlayışına sahip olmazsa,
Yaptıklarının sonuçlarının sorumluluğunu Allah’a, devlete, sisteme, çevreye, kısacası kendinden başka herkese yükleyen bir insan tipi ile baş başa kalırsınız.
Çözüm ise
Bilgi ve bilim toplumu olmak. Dünyadan elini eteğini çekmek değil, dünyayı cennete çevirmeye çalışmaktır. Elektrondan-atoma, moleküllerden-gezegenlere ve kara deliklere kadar, bitkilerden-hayvanlardan en küçük hücreye kadar her şey birer ayettir. Bunları okuyup, inceleyen ve üzerinde araştırma yapan bir toplum olmaktır.