Bugün Günlerden Yeni Gün!!

nevruz_on_siteNevruz’unu  bekleyen  Ergenekon  gibiyim yarim

Dışım soğuk,mat ve sessizken

İçim umudun güneşi  kadar aydınlık

Haydi tut elimi,yak şu ateşi de

Erisin demirlerim!!

Karışsın dışımdaki güneşle içimdeki güneş

Çıkalım  Nev Ruz’a…

 

 

Milletler ;düğün,bayram,cenaze  gibi birçok kültürel ,dini ,tarihsel olgunun birleşmesiyle  ayakta durur.Bunlar  milletleri bir ,toplum olma bilincini teyakkuzda tutan ananevi unsurlardır.Şüphesiz bu unsurlardan olan  bayramlar, bir toplumun kültürüne ait çok önemli ipuçları içermektedir.Nevruz bayramı da tüm Türk toplulukları için aynı öneme haizdir.Nevruz ,Ergenekon’dan çıkışımız gibi bir tarihi yanının olmasının yanı sıra doğaya önem veren milletimiz için doğanın canlanması,kışın bitip baharın gelişi anlamına da gelmektedir.Ayrıca Türkler tarafından yapılan takvimde yılın ilk gününü oluşturur.

Çinli Prof. Dr. Ch’in-chung-main’in eski Çin Takvimleri konusunda yaptığı araştırmalara  göre M.Ö. VIII. yüzyıllarda yaşayan eski Türk kavmi “Ti”ler; Nung-li adlı hem ay hem güneşe göre düzenlenen ve mart ayını yılbaşı sayan bir takvimi kullanıyorlardı.[1] Chou Sülâlesinin tarihinin “Göktürk Tezkeresi” bölümünde ise “Göktürkler, bitkilerin yeşerdiği zamanı yılbaşı olarak kutlamaktadır.”[2] denilmektedir. Türk dünyasının tamamında ve Türk dünyasına komşu olan coğrafyalarda da  kutlanan Nevruz, eski takvimlere göre yılın ve baharın ilk günüdür. Yeni takvime göre ise gece ve gündüzün eşit olduğu martın yirmi birine rastlamaktadır.

Nevruz Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde Yılsırtı, Mart Dokuzu, Mart Bozumu, Sultan Nevruz, Gün Dönümü, Yeni Gün gibi Türkçe isimlerle bilinmekte ve kutlanmaktadır.Hemen her Türk coğrafyasında ve Türk topluluğunda görülmektedir.

Fars kültüründen uzak yörelerde Türkçe veya Türklerin yakından tanıdığı isimlerle bilinmektedir: Altay Türkleri- Cılgayak Bayramı; Azerbaycan -Ergenekon, Bozkurt Bayramı; Başkurt Türkleri- Ekin Bayramı; Doğu Türkistan- Yeni Gün, Baş Bahar; Gagavuzlar- İlkyaz; Hakas Türkleri- Cılsırtı, Ulu Kün; Karaçay-Malkar Türkleri –Gollu, Gutan, Saban Toy, Tegri Toy; Kazakistan Türkleri- Ulus Günü; Kazan Türkleri ve Karapapaklar /Terekemeler Ergenekon Bayramı; Kumuk Türkleri- Yazbaş; Nogay Türkleri-Saban Toy; Türkmenler –Teze Yıl; Uygur Türkleri –Yeni Gün, …

İran’a yakın coğrafyalarda ve Fars kültürünün etkisinin görüldüğü yöreler olan Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkiye ve Türkmenistan’ın bazı yörelerinde Novruz, Navruz, Nevruz Bayramı, Nevruz Köce, Noruz; Nogay Türkleri Nevroz gibi Farsça nev ve rûz kelimelerinin birleşmesiyle ortaya çıkan ve yenigün” anlamına gelen terimle veya terimlerle bilinmektedir.[3] 

Fakat günümüzde Nevruz bayramı farklı milletlerce kendilerine eklemleme  çabasına girilmiştir.Bu çabaya giren milletler, tarih boyunca ya Türk egemenliğinde yaşamış milletler yada Türklerle aynı coğrafyayı paylaşmış milletlerdir.Bu çaba neticesinde çeşitli rivayet ve masallarla Nevruz ‘u kendi milletlerine katmaya çalışmışlardır. [(Firdevsi, 1992: 104-16)., (Pakalın, 1972: 2, 686)]Fakat bunun bir Türk ananesi olduğu   Divan-ı Lugat-it Türk dahil olmak üzere birçok eski eserde geçmektedir.

Yeni Gün (Nevruz)’ün Tarihi  Seyri

Nevruz ,aynı zamanda Ergenekon bayramı olarak da kutlanmaktadır. Efsaneye gore Türkler ,Çinliler tarafından bozguna uğratılır. İki kağan oğlu Nokoz ve Kiyan ile iki kız kurtulur. Bir ala geyiğin ardına duşerler ve koşarken yuvarlanarak genişce bir çukura düşerler. Burası yeşillik ve ağaclık bir yerdir. Kuşların ötüştüğü, kelebeklerin uçuştuğu cennet gibi bir yerdir. İçine düştükleri bu yeşillik alanda bir süre sonra ala geyikle buluşurlar ve geyiğin sütünü içerek hayatlarını devam ettirirler. Bu gençler evlenirler ve sayıları çoğalır. Burada tam 400 yıl kalırlar. Ama Turan’a  kavuşmaktan da ümitlerini kesmezler. Burası Ergenekon’dur.

Bir gün bu gizli yurtta bir kurt görünür ve kurt geyiklerden bir tanesini parçalayarak yer. Çoban, kurdun bir delikten çıktığını görür. Onu takip eder.Delik oldukca dardır. İçlerinden mesleği demirci olan birisi ocak yakar, örs kurar, hayvan derilerinden koruk yaparak yaptıkları aletlerle deliği genişletirler ve kurdun gösterdiği yoldan hareket ederek düştükleri çukurdan, yani Ergenekon’dan cıkarlar. En önde elinde bayrak ,deliği açan demirci Türk çıkar. Bu gün istiklal gunudur ve bugun yeni gundur, bugun Turan’a  kavuşma günüdür.[4]

Ergenekon destanı, çoğu kaynaklara göre Büyük Hun Devleti döneminde tesekkül etmistir. Hatta, Çian Ken’in M.Ö. 119 yılında, Çin imparatoruna sundugu bir raporda, bu destandan söz ettigi bilinmektedir.(Asa 2000: 14)[5]

Nevruz bayramı Göktürklerden bugüne birçok Türk devleti tarafından kutlanagelmiştir.Örnek verecek olursak;

-Selçuklularda Nevruz bayramı çok canlı bir şekilde kutlanmıştır.Hatta bu dönemde yapılan ve kullanılan  12 Hayvanlı Türk Takviminin yılbaşı bu gündür.

-Osmanlılarda da  Nevruz bayramı coşkulu bir şekilde kutlanırdı.Hatta saraylarda bizim mesir macunu olarak bildiğimiz Nevruziyye denilen  çeşitli baharatlardan yapılmış tatlının  ikram edildiği çeşitli kaynaklarda mevcuttur.

-En son Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu ilk yıllarda Atatürk, bu bayramın Ergenekon bayramı olarak kutlanmasını emretmiş, 1921 yılının 21 Mart günü halkın, öğrencilerin Ankara’nın belirli

çayırlıklarına, meydan yerlerine toplandıkları, bu törenlere devletin üst yöneticilerinin de katıldığı dönemin belgelerinde kayıtlıdır.  1922 yılında Sakarya Zaferi’nden hemen sonra bütün okullara

Nevruz-Ergenekon bayramının bir önceki yıl olduğu gibi coşkuyla kutlanması için talimat verilmiştir. Atatürk de bizzat katılmıştır.Aynı yıl 23 Mart Çarsamba günü meclisin önünde ve Tashan Meydanı’nda merasimler yapıldıgı yönünde bilgiler de Hâkimiyet-i Millîye, Yeni Gün ve İkdam gazetelerinde kayıtlıdır. 

Yeni Gün (Nevruz ) Adetlerinden Birkaçı

21 Mart’tan önceki dört Çarşamba Nevruz’u karşılamaktadır.Bunlardan ilkine haberci Çarşamba;diğerleri ikinci ,üçüncü ve son olarak da ilahir Çarşamba denir.Bu çarşambalarda aş pişirilir,tongallar yakılır ,fakire yemek dağıtılır ve Nevruz beklenmeye başlanır.

Yumurta Dövüştürme

Bayram günlerinde ikinci Çarşamba’dan sonra köşe başlarında ve belirli mekanlarda toplanan çocuklar , soğan kabuğu yada samanla boyanan yumurtalar tokuşturulur.Kırılan yumurta soyulup kazanan tarafında afiyetle yenir.

Alav Alav

Üçüncü Çarşamba(Bayram Gecesi) erken yatmamak adettendir ve  bu gecede ‘Tongal’  denen ateşler yakılıp ,üzerinden atlanır.İçinden dilek tutarak atlayan kimsenin bu dileklerinin gerçekleşeceğine ve tüm hastalıklarının ateşe dökülüp yanacağına ,kötülüklerden arınacağına inanılır.Bazı yerlerde 3 bazı yerlerde 7 kere atlanılması gerektiği kabul edilir.Ateşin üzerinden atlarken şu tekerleme okunur:

Ağırlığım,uğurluğum dökülsün bu ateşin üstüne

Ağırlığım,uğurluğum,kelliğim,keçeliğim hep bu ateşe

Ağırlığım,uğurluğum dökülsün,odda yanıp kül olsun

Yansın alev saçılsın,menim bahtım açılsın

Semeni

Nevruz bayramı süresince bir kap içine konan buğdaylar sulanarak yeşillenmesinden elde edilen çimene Semeni  adı verilir.Nevruz doğanın bayramı olduğundan semeninin yeşillik ve bereketi temsil ettiğine inanır.Semeniden helva ve tatlılar yapılır.

Şal Sallama

Şal sallama bizim bayramlarımızdaki mendil açma,harç toplama geleneğimizin bir çeşit muadilidir.Bugünde çocuklar komşu akraba dolaşıp şalın bir ucunu elinde tutup ,diğer ucunu kendini göstermeyecek şekilde  ev sahibine uzatır.Ev shaibi genellikle kimin geldiğini bilir fakat tanımamış gibi davranır ve şalın içine şeker,çikolata,boyanmış yumurta… koyarak şalı geri yollar.

Kulak  Asma

Baca baca denilen ,Yeni Gün(Nevruz)’den önceki gece komşu ve akrabaların kapı ve pencerelerine gizlice yaklaşılıp,içerde konuşulanlar dinlemeye çalışılır.Kapı dinlemeye gelenler içlerinden bir dilek tutar ve içeride konuşulanları kendi dileklerine göre çeşitli biçimlerde yorumlar.Bu yorumların gerçek olduğuna inanılır.Genç kız ve erkekler dileklerinin gerçekleşmesi için sabah erkenden kalkıp soğuk suda yıkanır. 

O gün herkes ,kapılarının dinleneceğini bildiğinden bayram gününe uygun güzel şeylerden bahseder. [4]

Bayçiçek merasimi

Özbekistan’ın Namangan vilayetinde kaydedilen bazı bilgilere göre,bayçiçek baharda çıktığında, çocuklar kırlara ve ovalara bu çiçeği toplamaya çıkarlar. Sonra çörebaşının (çocukların başı) liderliğinde topladıkları bayçiçeklerle evden eve giderek, çocukların başı geldikleri her evin kapısında:

Bayçiçek aytıb keldik eşigingizga,      Bayçiçek söyleyip geldik eşiğinize,

Koçkardey oğıl bersin beşigingizga.   Koçkar gibi oğul versin beşiğinize. 

diyerek bayçiçek koşuğu söyler. Diğer çocuklar ise, ona şöyle eşlik eder:

Bota bota bayçiçek,    Bota bota bayçiçek,

Üyingizga çâç tilla,      Evinize altın saç,

İlayim oğıl bersin,        Allah’ım oğul versin

Atginasi Rahmetulla.  Onun adı Rahmetulla.

Ev sahibi çocukları karşılamaya çıkarken:

Otırıp çıkıng,                                Oturup çıkın,

Otırıp çıkıng,                                Oturup çıkın,

Yağaç tavakni toldırıb çıkıng.   Tahta leğeni doldurup çıkın.

diyerek bayçiçek koşuğunun devamını çocuklarla birlikte söylerler.Ev sahibi çocukların getirdiği bayçiçekleri görünce, bahara çıktığına şükrederek, çiçekleri alır ve gözlerine sürter. Bayçiçek getiren çocuklara da gönlünden ne koparsa verir. Eğer ev sahibi çocukları boş çevirirse, çocuklar ona çeşitli şeyler söyleyerek onunla dalga geçerler. Çocuklar bayçiçek koşuğu söyleyerek evden eve dolaştıktan sonra, çörebaşı (çocukların başı) toplanan hediyeleri çocuklar arasında paylaştırır. [6]

Tarih tekerrürden ibarettir.O zaman demirden bir dağdı engel , şimdi başka şeyler…Peki  birbirinden uzakta,ayrı ayrı Ergenekonlar içindeki bu milletin yapması gereken ne diye soracak olursanız,o demirci Hakan’ın yaptığını yapmaktır derim; bozkurtu takip edip asıl vatanımıza, Turan’a kavuşmak ve gerekirse bu amaç için kendini yakmak .Unutma:

Sen yanmazsan ,Ben yanmazsam

Nasıl çıkar Ergenekon’lar Nevruz’a…

 

Ahmet Doğan Ergin

Kaynakça

1. Nuraniye-Erkin H. Ekrem, “Uygurlarda Nevruz Kutlamaları”, Nevruz, s. 157.

2 .Ekrem, agm, s. 157’den naklen.

3. Demir N., Türklüğün en eski bayramı Nevruz ve tarihi alt yapısı

4. Oğan S. ,Türklerde Yeni Yıl:Nevruz Bayramı ve Törenleri

5. SENGÜL A. TÜRK KÜLTÜRÜNDE NEVRUZ- Mete Han’dan Atatürk’e

6. İşankul  C.,Nevruzda bayçiçek merasimi

İlgili Yazılar