Din Şurası Bildirgesinde kullanılan bir kavrama itirazım var:
İslam inancı açısından, sahte ve gerçek Mehdi ayrımına gitmek son derece yanlıştır. Mehdi fikrinin kendisi sahtedir. İslami değil insani bir olgudur. Bunalımlı dönemlerde üretilen kurtarıcı fikri, her toplumda vardır. Müslüman kültürde bu ortamlarda kullanılmıştır. Bu ifade, son derece yanlış bir ifade ve kavramsallaştırmadır. Ayrıca sanırım bu hata yanlış kıyaslamadan kaynaklanmaktadır. Sahte Nebi ve hak Nebi tanımlaması peygamberlik şeklinde dini bir kurumun gerçekliği dolayısıyla doğrudur. Ancak mehdilik diye dini ve İslami bir kurum yok ki onun sahtesi olsun. Mehdilerin çıkmış olanı, hala bu iddiada bulunanları ve ortaya çıkacak olanlarının tamamı sahtedir. Sahte mehdi ifadesini kullanılmasının iki sebebi vardır. Birincisi mehdilik ile ilgili hadisleri sahih görmek. İkincisi diğer cemaatlerde bu hadislere binaen var olan mehdi beklentisi. Yanlış, herkes için yanlıştır. Falan cemaatin mehdisi sahte veya diğerininki gerçek diyerek kafaları bulandırmak sorunu çözmek yerine, daha büyük sorunlar çıkarır. 500-600 yıl önce bu konuya gerekli eleştiriyi getiren İbn Haldun kadar, dürüst ve cesur değiliz. Kuran ve akla bağlı olan Hz. Muhammedi modelleyen her Müslüman, Musa Carullah’ın dediği gibi, kendinin mehdisi ve kurtarıcısıdır. Bu kavram metinden çıkartılmalı.