Türk Müslümanlığı Maturidilik

türk müslümanlığı

MATURÎDÎ’NİN DİN ANLAYIŞINDA HOŞGÖRÜ
M. Saffet SARIKAYA

Özet

Eski Türk dinî ve geleneklerinde farklı inançlara saygı ve hoşgörüyü benimseyen bir din anlayışının varlığı bilinmektedir. Maturîdî de, gündelik politikadan uzak, akıl ve vahye dayalı olarak sistemini kurmuş dinî anlayışını şekillendirmiştir.

Şüphesiz o bunu yaparken yaşadığı çevreden ve eski Türk kültürü ve ananesinden etkilenmiştir. Bu çerçevede gelenekten gelen diğer inançlara saygı ve hoş- görü anlayışı onun farklı inançlara ve mezheplere karşı tavrında tezahür eder. Bu tavır kendisinden sonra Hanefî/Maturîdî oluşumda ve sosyologların “Türk Müslümanlığı” nitelendirmeyle kastedilen din anlayışında devam etmiştir.

Makalede Maturidi‟nin eserleri ve modern çalışmalar dikkate alınarak Maturîdî‟nin farklı inançlara ve mezheplere karşı tavrı örnekleriyle derinlemesine ele alınmaya çalışılacaktır.

Anahtar kelimeler:
Maturidi, din anlayışı, hoşgörü

Abstract

Tolerance in Maturidî’s Understanding of Religion It is known that there is understanding of religion which adopts respect and tolerance against different beliefs in the ancient Turkish religion and traditions.

Maturidî who was away from daily politics, established his method based intelligence and revelation, and shaped his religious understanding. Undoubted, while he was doing, he was influenced from the environment in which he lived, and ancient Turkish culture and tradition.

In this context, his understanding of respect and tolerance against other beliefs which remained from tradition, appears in his attitude against other beliefs and sects. After his, this attitude continued in Hanafî/Maturidî formation and religion understanding which sociologists named “Turkish Muslimism” In this paper, Maturidi‟s attitude against beliefs and sects will be discussed with examples, taking into account Maturidi‟s books and modern studies.
Keywords: Maturidî, Understanding of Religion, Tolerance

1. Giriş

Müslüman olmadan önce Türklerin sahip oldukları Geleneksel Dinlerine istinaden farklı din mensupları ve diğer insanlarla ilişkilerinde, başka milletlerde görülmeyen bir hoşgörü anlayışına sahip oldukları bilinmektedir.

Evrensel Tanrı anlayışı1 ve bu anlayıştan hareketle bütün âlemin, dolayısıyla içindekilerin Tanrının yaratmasından dolayı belli bir saygıyı hak ettiklerine dair kabul, bu hoşgörü anlayışının Geleneksel Türk dininde temellendirildiği iki inanç boyutudur. Buna göre dünya görüşlerini oluşturan ve din anlayışlarını şekillendiren Türklerin inançlarında Tanrı, tek ve evrensel olarak herkesin ve her şeyin Tanrısıdır. Her şeyi O yaratmıştır. Her şey O‟nun mülkünde ve iradesindedir.

Buna bağlı olarak yaratılmışlar da Tanrının eseridir, sırf bundan dolayı belli bir saygıyı hak ederler. Geleneksel Türk dininde çeşitli tabiat kültlerinin tezahüründe bu kabulün izleri görülebilir. Bu anlayışın bir uzantısı olarak diğer insanların da aynı Tanrıya inandığını kabul eden Türkler arasında komşularının dinlerine ilgiyi, özellikle Batıya doğru nüfus hareketlerinin başladığı zamanlardan itibaren farklı dinlere yönelik ilgiyi gözlemlemek mümkündür.

Türklerin İslam‟la olan karşılaşmaları ve ilerleyen dönemde İslam‟ı benimsemelerinde eski din anlayışlarının etkin olduğu, hatta İslam‟ı benimseyen Türklerin geçmişten gelen millî kimliklerini koruyabildikleri kabul edilmektedir.

Türkler, İslamlaşma süreçlerinde büyük ölçüde kendi anlayışlarına uygun düşen Hanefî, Hanefî Mâturîdî din anlayışını benimsemişlerdir. Özellikle Hanefî-Maturidiliğin Türklerin dışındaki milletlerde çok fazla yayılma imkânı bulamayışı, kimi zaman Maturidiliğin Türklere has bir mezhep olarak görülmesine yol açmıştır.2

Biz de bu makalemizde Maturidiliğin kurucusu kabul edilen Ebû Mansur Muhammed b. Muhammed b. Mahmud el Mâtürîdî (333/944)‟nin din anlayışında geleneksel Türk dininden kaynaklanan bir hoşgörü anlayışının izlerini araştıracağız. Burada yukarda bahsettiğiz iki unsuru birebir takip etmeyeceğimizi, bunu görme şansımızın da olmadığını belirtelim.

Zira şüphesiz İslam‟la birlikte yeni bir din ve din anlayışı söz konusudur. Kastettiğimiz durum, yeni din mensuplarının geçmiş din ve geleneklerinden bazı unsurları yeni dine taşıyabildiklerine dair sosyolojik tespittir.

Bu tespite göre yeni dine taşınan anlayışlar ve olgular aynen aktarılmak yerine yeni dinin benzer öğeleriyle yeniden üretilerek ifade edilecektir. Dolayısıyla bizim İmam Mâturîdî‟de araştıracağımız şey, onu eskiye rabt etmek değil, Türkleri ya da Maturidiliği diğer Müslüman milletlerden ve mezheplerden farklı kılan hoşgörülü tavırlarının temelleri olacaktır.

Burada zaman zaman Eş‟arilerden, Haşvilerden, Haricilerden, Mutezileden, Şia‟dan farklı olduğunu ifade ettiğimiz Maturidiliğin dinî hoşgörü anlayışını ve bu bağlamda muhalifleri muhatap alma üslûbunu kurucusunun şahsında incelemeye gayret edeceğiz. Bunu yaparken İmam Mâturîdî‟ye nispeti kesin olan iki temel esere3, özellikle ilgili ayetlerin yorumuna bakacağız ve değerlendirmelerimizde güncel çalışmalardan istifade edeceğiz.

Daha sonra Mâturîdî‟nin çeşitli din ve mezheplerle ilgili ifadelerinden konunun somut boyutunu ortaya koymaya çalışacağız.

Makalenin devamı için tıklayınız

İlgili Yazılar